Ölümü kendi ellerinden olan gecenin koğuşlarına hapsolmuş katillerin son sözleri henüz söylenmedi.Mezar taşlarının başında karanlığa bir mum yakan insanlar, bir şarkı mırıldanıyor; sözleri dile gelmedi."Kırılmış kanatlar, incinmiş kalpler, kaybolmuş ruhlar... Söylesene Siyah Kuğu, sen buradasın diye mi yağmur yağıyor, yoksa bulutlar da mı bize ağlıyor?"
Beyza Aksoy Livres
Cette auteure est attirée par l'écriture depuis son plus jeune âge, s'efforçant d'insuffler de l'émotion dans son œuvre, puisant l'inspiration de ses récits dans ses rêves et son imagination. Elle croit fermement que l'humanité trouvera une voie commune vers le bonheur, reconnaissant le malheur comme la seule racine de tous les problèmes mondiaux. Son écriture est encore enrichie par des éléments tirés de ses intérêts pour la tenue d'un journal, la photographie, la musique et la danse, conférant ainsi une saveur unique à sa prose.






Kül Kelebek (Ciltli)
- 480pages
- 17 heures de lecture
Siyah Kugu 1
- 568pages
- 20 heures de lecture
Ve kan sızıyor, bir kuğunun dinmeyen uğultusundan.Mumu üfleyip siyahıma karanlığını sürentanıdık dudakları gözlüyorum şimdi; boğazından dökülenher bir söz ayrı bir melodi.Bir ilâhi.Ya da ağıt.Ayırt edemiyorum artık. Gökyüzü aydınlık diye mi üzülüyorsunuz?Teninizi yakan güneşe gülümseyin.Çünkü karanlığın içindekileri bir kez gördüğünüzde,bir daha asla eskisi gibi olamazsınız.
Siyam 3 - Küllerinden
- 568pages
- 20 heures de lecture
Siyam III – Küllerinden Külden doğan, ateşe aittir.Sırların ihtişamlı kafesi, içine aldığı masumu tehlikelerdenkorur sananlar; en büyük zararı bilinmezliğin verdiğinin farkına vardığında artık gerçekleri konuşmak için çok geçtir.Ne zaman aydınlatmayı bıraktı ay geceyi de; bu karanlığınınkucaklamasına izin verdin zayıf ve yorgun bedenini?Dönme dolap durduğunda.Göğüs kafesinin, güvende tutabilecekmişçesine içine sakladığı o zavallı kalbini nerede bir yabancının acımasız ellerine teslim ettin?Hüzzam makamında.Ve o kulağında çınlayan aynı eski ninni uykuya yatırmadığında seni artık geceleri, dört duvar arasında tek başına; bir adam boyu toprak yutmuş gerçekler kanlı canlı ne zaman karşına dikildi?Masallara inanmayı bıraktığında.
“Sence Sezen Aksu kime diyor aykırı çiçek diye?” “Kalana besbelli.” “O zaman gitmek icap eder.” “Herkes gitmiş diye gidilir mi?” “Herkese inat kalınır mı?” Dünyanın en boğucu sabahları, uyanmak istemediğin bir güne gözlerini açmanla başlar. Eninde sonunda çıkarsın o yataktan, kalkarsın ayağa... Ve yeniden uyuyabilmek için akşamın gelmesini beklersin. Tıp fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi Karaca, öğrenim gördüğü hastaneye gelen çağrı ile yıllar önce evi terk etmiş abisinin boks müsabakasına gittiğinde pek de rayında olmayan hayatının tamamen rayından çıkacağından bihaberdi. Seçimler yapıldı. Kararlar verildi. Gece sona erdi. Boğucu sabahlar başladı... Ardından ona bir seçim şansı verildi: Ya ölenin gittiğini kabullenecek ve yasını sessizce, hayatına kaldığı yerden devam ederek tutacaktı ya da düşmanla işbirliği yapacak ve gerçekleri tırnaklarıyla kazıyacaktı geçmişin tozlu duvarlarından. Bir şüphenin peşinden... Kurşun kurda atıldı ama karacayı deldi.