Plus d’un million de livres à portée de main !
Bookbot

Ali Mehmet Celal Sengör

    Bilimin Büyüsü
    Hasan Ali Yücel ve Türk Aydinlanmasi
    Senin Cahilligin Benim Yasamimi Etkiliyor
    Bir Toplum Nasil Intihar Eder
    Dahi Diktatör
    Bilgiyle Sohbet
    • Bilgiyle Sohbet

      • 772pages
      • 28 heures de lecture
      4,5(297)Évaluer

      Avrupa Bilimler Akademisi'nin ve Amerikan Bilimler Akademisi'nin ilk Türk üyesi, Rus Bilimler Akademisi'ne Fuat Köprülü'den sonra seçilen ikinci Türk, Türkiye Bilimler Akademisi'nin en genç kurucu üyesi, TÜBİTAK Bilim Ödülü kazanan en genç bilim adamı... İki şeref doktorası, Paris'te Collège de France'da profesörlük, ulusal ve uluslararası otuz bir adet şeref payesi ve ödül. Tüm bu nitelikleri şahsında toplayan Prof. Dr. A. M. Celâl Şengör halen İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü ile Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü'nde görevini sürdürmektedir. Dünyanın en saygın jeolog, bilim adamı ve üniversite hocalarından biri olmasının yanı sıra Prof. Şengör'ün en önemli özelliği hayata bir bütün olarak bilim çerçevesinden bakmasıdır. Bu anlamda kelimenin tam anlamıyla bir "akademisyen"dir. Prof. Şengör'ün yirmi yılı aşkın süreyle çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanan yazıları ve farklı platformlarda yaptığı konuşmalarının metinleri elinizdeki kitapta bir araya getirilmiştir. Prof. Şengör bilimsel birikimini elbette yine başta bilim olmak üzere eğitim, tarih, arkeoloji, coğrafya, edebiyat, toplum ve kültür gibi pek çok alanda okurlarla paylaşıyor. Herkesi Bilgiyle Sohbet'e davet ediyor. (Tanıtım Bülteninden)

      Bilgiyle Sohbet
    • Dahi Diktatör

      • 136pages
      • 5 heures de lecture
      4,5(70)Évaluer

      Atatürk hâlâ önemli mi bizim için? Çok önemli. Peki, akıl bizim için önemli mi, aklımızı kullanmak zorunda mıyız? Buna verilecek cevaptan, Atatürk'ün bugün bizimle ilgili olup olmadığı, onun adını hatırlayıp hatırlamamız, onun yaptıklarından ders alıp almamamız gerektiği ortaya çıkacaktır. Atatürk bize aklın neler yapabileceğini göstermiştir. Bunun mümkün olduğunu göstermiş; ama, “Ben böyle diyorum, böyle yapın,” dememiştir. Bilakis, “Ben hiçbir şey söylemiyorum, sadece aklınızı rehber edinin,” demiştir. Yaptığı bütün inkılâpların gayesi de aklın rehberliğinde Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağa uygun, bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline dönüştürmektir. Atatürk bir diktatör mü, değil mi? Son yıllarda yazılmış en iddialı Atatürk kitabı olmaya aday bu eserde bu ve daha birçok sorunun cevabını bulacaksınız.

      Dahi Diktatör
    • Bir Toplum Nasil Intihar Eder

      • 176pages
      • 7 heures de lecture
      4,4(31)Évaluer

      Türkiye bir bilim ülkesi değildir. Ürettiği bilim de birkaç kişisel istisna dışında dünya ölçeğinde tamamen ihmal edilebilir düzeydedir. Türkiye'nin bu bilim fakirliği, sanayisine ve ticaretine de yansımıştır. Özgün hemen hiçbir sanayi ürünü olmayan Türkiye; ticarette de, tarımda da gariban olup; örneğin yazılım oluşturmak gibi akıl ve bilgiden başka hiçbir sermaye istemeyen, son derece kolay ve getirisi büyük bir işi dahi yapamamaktadır. Türkiye'de (askerlik hariç) hemen hiçbir konuda bir ehil insanlar sınıfı yoktur.Bu korkunç cehalet denizini yaratanların arasında yaşamaya nasıl devam edebileceğiz? Atatürk Türkiyesi çoktan tarih olmuş, 1950'den beri kırsal kökenli zır cahil politikacılar elinde Osmanlı tüm dehşetiyle hortlamıştır. Ancak eskisinden çok daha hızlı gelişen dünyada yeni Osmanlı Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu kadar yaşamayacaktır. Aklımızı başımıza alıp, dünyayı yöneten bilgiyi edinip onu üretmeyi öğrenemezsek, bizlerin nesli bu yeni Osmanlı garibesinin parçalanarak tarih olduğunu ve Ön Asya'daki Türk varlığının silindiğini görecektir.Türkiye sonu pek feci bitebilecek olan bu cehalet temelli politikalarından derhal vazgeçerek aklını başına almalıdır.

      Bir Toplum Nasil Intihar Eder
    • Bilimin Büyüsü

      • 160pages
      • 6 heures de lecture

      Bilim dışında bilgi kaynağı olduğunu iddia edenler yanılmaktadır, ki bunun tarihte sayısız örneği mevcuttur. Ne mitolojiler ve dinler ne büyü ne de falcılık bilgi kaynağıdır. Tarih boyunca bilim adı altında "yalancı bilimler" (psödobilim) diyebileceğimiz; kehanet, astroloji, sihirbazlık, "gizli" (okült) bilimler gibi konular insanlara bilim diye sunulmuştur. Ama bunların hiçbiri bilim değildir; arkalarında ya safdil inanış ya da düpedüz sahtekarlık vardır. İnsan, düşünmeye başladığı andan itibaren merak ederek öğrenmek, çevresinde olan biteni anlamak istemiştir. Bu biyolojik evrimin insana verdiği bir dürtüdür. İnsan, fiziksel olarak zayıf bir varlıktır. Ne kendini koruyabilecek doğal silahları (boynuz, tırnak, zehir vb.) ne de hız, uçmak gibi düşmanlarından kaçışını kolaylaştıracak becerileri vardır. Tek silahı aklıdır. "Sorgulamanın cezalandırıldığı bir toplumda gelişme nasıl oldu?" diye düşünebilirsiniz. Bunun cevabı Her toplumda asi kafalar, her türlü ceza ve zorlamaya karşı duyduğunu, gördüğünü sorgulayan zeki bireyler türer. İşte yenilik ve gelişme bu nadir kişilerin sorgulamaları ve yeni düşünceler üretmeleri sayesinde olmuştur.

      Bilimin Büyüsü