Cette auteure aborde des sujets complexes de neurosciences en les reliant à la vie quotidienne. Son travail explore les perspectives distinctes qui découlent des différences entre le cerveau masculin et le cerveau féminin, en présentant des découvertes scientifiques dans un langage accessible. Par ses recherches et ses publications, elle vise à combler le fossé entre la science et le grand public. Son approche est ancrée dans une compréhension approfondie des neurosciences et un désir de partager ces connaissances plus largement.
PİA MATER, bir roman ancak bildiğimiz romanlardan çok farklı. Yazarın tanımlaması ile o bir Nöro-Roman. Bir sinirbilimci olan Serkan Karaismailoğlu daha önce yayımlanmış olan Kadın Beyni Erkek Beyni ve Beyinde Ararken Bağırsakta Buldum adlı kitaplarından sonra ilk defa bir roman denemesiyle okuyucunun karşısına çıkıyor. Ancak bu kitabında da gene bilim var. Bildiğimiz roman kurgusunun içine ustalıkla yerleştirilen bu bilimsel veriler, roman kahramanlarının eşliğinde bir hikâyeye dönüşüyor.
Hayatınızla ilgili verdiğiniz kararların bazıları ya size ait değilse. Mesela şu an ellerinizin arasında tutmakta olduğunuz bu kitabı alıp almamakla ilgili kararınız tümüyle size ve beyninize mi ait? Eğer böyle düşünüyorsanız "mikrobiyota" ile henüz tanışmadınız demektir. Şu an, SIZ, yani yaklaşık 30 trilyon hücreden oluşan canlı, elinizde kitabın arka kapağını okurken, sadece bağırsaklarınızda yaklaşık 40 trilyon mikroorganizmanın yaşadığını biliyor musunuz? Tani sizi SIZ yapan hücrelerin sayısından daha fazla sayıda mikroorganizma içinizde yaşıyor. Üstelik bu mikroorganizmalarsayıca fazla olduğu gibi beyninizi, karakterinizi ve kararlarınızı doğrudan etkileyen kimyasallar üretebilmektedir. Kilo alma probleminden tutun davranışlarınıza kadar, hatta sıkı durun kimi kendinize eş olarak seçeceğinize bile bu mikroorganizmaların karıştığını söylesem herhalde çıldırmış olduğumu düşünürsünüz. Ama akademik olarak beyin çalışan ve sinirbilim doktorası yapmış bir kişiye bağırsaklarla ilgili bir kitap yazdıracak kadar çılgın bir konu mikrobiyota. Bu kitabı okuduktan sonra bağırsaklarınıza ve içindeki canlılara bakışınız çok ama çok değişecek.
Elma Yayınevi uzun zamandır merakla beklenen kitabı Dura Mater’le okurlarının karşısında…“Şu an ellerinizin arasında olan Dura Mater adlı kitap, 3 kitaptan oluşan Mater Serisinin üçüncü ve sonuncu kitabıdır. O nedenle Bölüm 101’den başlamaktadır.Eğer serinin ilk iki kitabını okumadıysanız lütfen elinizdeki kitabı usulca aldığınız rafa geri koyunuz.”Yazar Serkan Karaismailoğlu, bu cümlelerle başlıyor Mater Serisinin 3. ve son bölümüne…İlk iki kitabın konusunu oluşturan heyecanlı serüveninin sonunu ve kahramanların yaşadıklarını okuyoruz Dura Mater’de. Her zamanki gibi bilim, bilim tarihi, macera ve heyecan dolu bir hikâye sizi bekliyor…Keyifli okumalar…
Merhaba okuyucu. Kim olduğunu ya da hangi tarihte olduğumuzu bilmiyorum ama şu an bu satırları okuduğuna göre bir şekilde yolumuz kesişmiş demek. Baştan uyarayım. Burada yazanlar küçük bir olayın parçasıymış gibi görünse de aslında kökleri oldukça derinlere uzanan karışık bir hikâye var karşında. Hatırlayabildiğim kadar yazmaya çalıştım her şeyi. Çünkü ben sonum. Olur da bana bir şey olursa, nöronlarımda yaşamakta olan bu bilgiler toprağa gömülecek. O yüzden her şeyi yazmak istedim. Geçmişim ve hatıralarım ölmesinler diye onları diri diri sayfaların içine gömdüm. Umarım beni ve yaşadıklarımı anlarsın. Evime ve vücuduma hoş geldin. İlk baskıya özel yazar notu ile ARACHNOID MATER sizlerle...