Plus d’un million de livres à portée de main !
Bookbot

Selahattin Demirtas

    Selahattin Demirtaş est sorti des contraintes de la répression politique pour devenir l'une des voix les plus éminentes de Turquie, inspiré par un engagement envers les droits de l'homme et le besoin de démocratie pour tous. Sa formation juridique et son travail dans le domaine des droits de l'homme ont profondément façonné sa philosophie politique, fondée sur les principes d'égalité et de justice. Demirtaş s'est imposé comme un défenseur des minorités et un champion infatigable des droits kurdes, ses discours étant reconnus pour leur passion et leur puissance rhétorique. Son parcours politique témoigne de son dévouement à promouvoir la justice sociale et à construire une société plus inclusive.

    Onurlu Yasam Davasi - Demirtasin Savunmasi
    Dad
    Leylan
    Efsun
    Devran
    Dawn
    • Dawn

      • 160pages
      • 6 heures de lecture
      4,2(1701)Évaluer

      A vital and eloquent portrait of modern Turkey drawn from the lives of its ordinary citizens Written in prison, the stories in Dawn offer an unfamiliar glimpse of Turkey and the Middle East. They capture the experiences of the people behind the headlines, the voices that so often go unheard. The young cleaning woman whose bus to work gets caught in a violent protest; the little girl fleeing across the Mediterranean from Syria with her mother; the illegal underage workers building jails; the victim of an 'honour killing'. Tragedy collides vividly with sharp humour and political satire as inmates have their letters vetted by committee and a bus driver tricks a young idealist. The first fiction from the imprisoned progressive politician, former leader of the pro-Kurdish Peoples' Democratic Party and presidential candidate Selahattin Demirtas, this collection is essential reading. With warmth, wit and brutal insight, he illuminates everyday existence in Turkey and brings his characters to startling life.

      Dawn
    • Devran

      • 138pages
      • 5 heures de lecture
      4,3(1183)Évaluer

      Toz duman kenarlardan, taşradan ve kuytulardan, memleketten yoksulluk halleri. Utananlar, üzülenler, âşıklar, yevmiyeciler, küçük kasabalar, hazin ve uzakta kalan hayatlar.Devran, inatçı neşesiyle geçip giden zamanın çarpıklığını anlatıyor. Umut umut, cümle cümle… Evvela mahsus selam ediyor doğan güne.Selahattin Demirtaş, yaralıların, umarsızların, kalbi hızla çarpanların hikâyecisi. Sofrasında konuk ağırlayan, durup durup konuşan…Doksanların başı, ziraat fakültesini yeni bitirmişim, iş güç yok henüz. Günün çoğunu evde iş projeleri ve gelecek planlarıyla geçiriyorum. Dile kolay, her gün elli tane iş kuruyorum kafamda. Hemen para kazanmaya başlamam lazım diyorum. Acayip zengin olasım gelmiş, yerimde duramıyorum. Fakirlik içinde büyümüşüz, fakir fakir okuyup üniversiteyi de bitirmişiz. Ama her şeyin bir sonu olduğuna göre fakirliğin de bir sonu var değil mi?

      Devran
    • Efsun

      • 244pages
      • 9 heures de lecture
      4,3(424)Évaluer

      Dupduru, yer yer hüzünlü, yer yer coşkulu ama hep çağıldayan, insana kendini iyi hissettiren bir anlatım…Olanca ışıltılarıyla ilginç karakterler…Acının mizahla harmanlanışı…Üç kuşak boyunca anlatılan, sonunda mutlaka kapanacak olan bir hesap…İlmek ilmek dokunmuş, sürprizlerle dolu bir olay örgüsü…Çağdaş bir aşk hikayesi olarak da nitelendirilebilecek olan Efsun, Selahattin Demirtaş’ın artık iyice demini almış edebiyatçılığının son ürünü.

      Efsun
    • Leylan

      • 300pages
      • 11 heures de lecture
      4,2(550)Évaluer

      “Bu hayatta her şeyiyle güvenebildiğiniz en az bir kişi olmalı. Yoksa kendinizi hep yalnız hissedersiniz. İnsanların çoğu yalnızdır o yüzden, yapayalnız. Yaşananlar kelepir bir hayatın ikinci el versiyonu gibidir. Yaptığınız hiçbir şey size ait değildir, benliğinize, özünüze. Hayatınız, tümüyle güvensiz bir ortamın mecburen size yaptırdıklarından ibarettir. “Saf çocukluk halinizden geriye yüzünüzde ‘memur gülüşü’, dudaklarınızda ‘gammaz öpüşü’ kalır. Öptüğünüz yer kirlenir, güldüğünüz zaman herkes incinir. Elinizde etrafı yeşil dantelli beyaz bir mendil de yoksa temizleyemezsiniz hiçbir yerinizi.“Ben Serap’ı böyle sevdim, en saf halimle, uzaktan.”Yaşadığımız bu kekre, nefes aldırmayan, “tuhaf” dönemin Diyarbakır’da başlayıp İstanbul’a, oradan Zürih’e uzanan ve Nusaybin’de sonlanan hikâyesi... Muktedirlerin kirli sırıtışlarına inat, hülyasının, serabının üzerine titreyen, acısını içinde koyultsa da yalan ve şiddet üzerine kurulu “zulüm makinesini” sabırla, mizahla, yoldaşça dayanışmayla, zekayla maskara eden insanlar.

      Leylan
    • Başlangıçta koku biraz zorluyordu. Kanıksadım ama. Hatta seviyorum artık bu kokuyu. Yanık gibi. Hayatın gerçek kokusu. Şehir çöplüğü gibi kokuyor diyesim var fakat burası zaten şehir çöplüğü. Beş aydır burada yaşıyorum. Tamı tamına dört ay on sekiz gün. Duvara astığım kocaman bir kartonum var, her gün için bir çentik atıyorum üzerine, mahpuslar gibi. Çok rüzgar olduğunda duvardan düşüyor. “Evim” günün birinde tümden uçup giderse şaşırmam.Selahattin Demirtaş, bu yeni öykülerinde okurlarını benzersiz bir seyrana çıkarıyor: İstanbul çöplüğünden adliye koridorlarına, lüks villalardan vergi dairelerine, ıssız adalardan tımarhanelere uzanan; yer yer bilimkurgu ya da absürt komediye bürünen; yanlış anlamalarla, gıllıgışlı ihanetlerle, harika fantezilerle örülü; insan ruhunun gizemli dehlizlerinde acı ve tatlı kahkahalar attıran düşsel bir cümbüş.Kemerlerinizi bağlayın…

      Dad
    • Bilinmelidir ki, bu dava ve yargılama adı altında yürütülen bu faaliyetlere karşı bizim eylemimiz, sözümüz ve savunmamız sadece günümüze yapılmış bir çağrı değil, esasında geleceğe yazılmış bir mektuptur. Kürt halkı mazlumdur, Türk halkı mazlumdur. Onları sömürenlerdir katil olanlar. Topraklarını işgal edenlerdir. Kültürüne, diline el koyanlardır katil olanlar, biz değiliz. Biz sadece halkımızın onurunu savunduk, haysiyetini savunduk, karnını doyurma hakkını savunduk, şu yeryüzünde özgürce yaşama hakkını savunduk, kendi topraklarında insan gibi yaşama hakkını savunduk. Kürt ve Kürdistan gerçeğini inkar, insanı inkardır. Herhangi bir insanın dilini, vatanını inkar, insanı inkardır, insanın onuruna saldırıdır. Kürt halkının kendine ait Kürt milleti olarak bir tarihi vardır, bunu inkar insanın onurunu inkardır. Bunu kabul ettiğimiz zaman biz kendimizi onursuz gibi hissederiz. Birbirimizin yüzüne bakamayız Kürtler olarak. Sizin de yüzünüze bakamam. Bu dava vesilesiyle bizi köleleştirmek isteyenlere biz, “Hayır, biz özgür insanlarız.” diyoruz.

      Onurlu Yasam Davasi - Demirtasin Savunmasi
    • Kaltfront

      Storys

      »Mit seinen Kurzgeschichten hat sich Demirtaş jedenfalls in die erste Reihe der türkischen Gegenwartsliteratur katapultiert.« ― FAZ über »Morgengrauen« Wenn ein Vater das Gesetz schützen soll, doch stattdessen das größte Unrecht geschehen lässt. Wenn sich ein Mann bei dem Versuch, sein Leben zu bestreiten, durch sein Schweigen schuldig macht. Wenn ein Kind in einer Gesellschaft aufwächst, in der Mitgefühl bestraft wird. Die beinahe märchenhaft anmutenden Kurzgeschichten in »Kaltfront« blicken tief in die Seele der Türkei. Mitfühlend und liebevoll erzählt Demirtaş von den Ärmsten der Gesellschaft: den Hilfsarbeitern, den Busfahrern, den Straßendieben – sie alle eint der Wunsch nach einem glücklichen Leben und die schiere Ausweglosigkeit ihrer Situation. Selahattin Demirtaş gehört zu den wichtigsten politischen Denkern der Türkei. Er wurde für den Friedensnobelpreis nominiert und erhielt den Menschenrechtspreis der Stadt Weimar.

      Kaltfront